T.C. İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
WEB SİTESİ GİZLİLİK VE ÇEREZ POLİTİKASI
Web sitemizi ziyaret edenlerin kişisel verilerini 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca işlemekte ve gizliliğini korumaktayız. Bu Web Sitesi Gizlilik ve Çerez Politikası ile ziyaretçilerin kişisel verilerinin işlenmesi, çerez politikası ve internet sitesi gizlilik ilkeleri belirlenmektedir.
Çerezler (cookies), küçük bilgileri saklayan küçük metin dosyalarıdır. Çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından, tarayıcılar aracılığıyla cihazınıza veya ağ sunucusuna depolanır. İnternet sitesi tarayıcınıza yüklendiğinde, çerezler cihazınızda saklanır. Çerezler, internet sitesinin düzgün çalışmasını, daha güvenli hale getirilmesini, daha iyi kullanıcı deneyimi sunmasını sağlar. Oturum ve yerel depolama alanları da çerezlerle aynı amaç için kullanılır. İnternet sitemizde çerez bulunmamakta, oturum ve yerel depolama alanları çalışmaktadır.
Web sitemizin ziyaretçiler tarafından en verimli şekilde faydalanılması için çerezler kullanılmaktadır. Çerezler tercih edilmemesi halinde tarayıcı ayarlarından silinebilir ya da engellenebilir. Ancak bu web sitemizin performansını olumsuz etkileyebilir. Ziyaretçi tarayıcıdan çerez ayarlarını değiştirmediği sürece bu sitede çerez kullanımını kabul ettiği varsayılır.
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz aşağıda sıralanan amaçlarla T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Kanun’un 5. ve 6. maddelerine uygun olarak işlenmektedir:
Web sitemizi ziyaret etmeniz dolayısıyla elde edilen kişisel verileriniz, kişisel verilerinizin işlenme amaçları doğrultusunda, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize kanunen yetkili kamu kurumlarına ve özel kişilere Kanun’un 8. ve 9. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları kapsamında aktarılabilmektedir.
Çerezler, ziyaret edilen internet siteleri tarafından tarayıcılar aracılığıyla cihaza veya ağ sunucusuna depolanan küçük metin dosyalarıdır. Web sitemiz ziyaret edildiğinde, kişisel verilerin saklanması için herhangi bir çerez kullanılmamaktadır.
Web sitemiz birinci ve üçüncü taraf çerezleri kullanır. Birinci taraf çerezleri çoğunlukla web sitesinin doğru şekilde çalışması için gereklidir, kişisel verilerinizi tutmazlar. Üçüncü taraf çerezleri, web sitemizin performansını, etkileşimini, güvenliğini, reklamları ve sonucunda daha iyi bir hizmet sunmak için kullanılır. Kullanıcı deneyimi ve web sitemizle gelecekteki etkileşimleri hızlandırmaya yardımcı olur. Bu kapsamda çerezler;
İşlevsel: Bunlar, web sitemizdeki bazı önemli olmayan işlevlere yardımcı olan çerezlerdir. Bu işlevler arasında videolar gibi içerik yerleştirme veya web sitesindeki içerikleri sosyal medya platformlarında paylaşma yer alır.
Oturum Çerezleri (Session Cookies) |
Oturum çerezleri ziyaretçilerimizin web sitemizi ziyaretleri süresince kullanılan, tarayıcı kapatıldıktan sonra silinen geçici çerezlerdir. Amacı ziyaretiniz süresince İnternet Sitesinin düzgün bir biçimde çalışmasının teminini sağlamaktır. (ASP.NET_SessionId) |
Web sitemizde çerez kullanılmasının başlıca amaçları aşağıda sıralanmaktadır:
Farklı tarayıcılar web siteleri tarafından kullanılan çerezleri engellemek ve silmek için farklı yöntemler sunar. Çerezleri engellemek / silmek için tarayıcı ayarları değiştirilmelidir. Tanımlama bilgilerinin nasıl yönetileceği ve silineceği hakkında daha fazla bilgi edinmek için www.allaboutcookies.org adresini ziyaret edilebilir. Ziyaretçi, tarayıcı ayarlarını değiştirerek çerezlere ilişkin tercihlerini kişiselleştirme imkânına sahiptir.
Kanunun “ilgili kişinin haklarını düzenleyen” 11. maddesi kapsamındaki talepleri, Politika’da düzenlendiği şekilde, ayrıntısını Başvuru Formunu’nu Bakanlığımıza ileterek yapabilir. Talebin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içinde başvuruları ücretsiz olarak sonuçlandırılır; ancak işlemin ayrıca bir maliyet gerektirmesi halinde Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından belirlenecek tarifeye göre ücret talep edilebilir.
İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu ve Sayın Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği ASKON Diyarbakır Şubesinin açılış törenine katıldı.
Törene Bakan Soylu ve Vali Güzeloğlu’nun yanı sıra eski bakanlarımızdan Sayın Mehdi Eker, Diyarbakır Milletvekilleri Ebubekir Bal ve Oya Eronat, ASKON Genel Başkanı Hasan Ali Cesur ve beraberindeki yöneticiler katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan program kuran-ı kerim tilaveti ile devam etti. ASKON Genel Başkanı Hasan Ali Cesur’un yaptığı açış konuşmasının ardından katılımcılara hitaben bir konuşma yapa Vali Güzeloğlu şunları söyledi; “Saygıdeğer Bakanım, Sayın Milletvekilleri, Sayın Bakan Yardımcım, ASKON’un değerli Genel Başkanı, ülkemizin her bir köşesinden bu güzel açılışımıza ağırladığımız ASKON’un güzel ailesinin değerli mensupları, hizmet etmekten büyük bir şeref ve onur duyduğum Diyarbakır'ımızın güzel insanları, hanımefendiler, beyefendiler. Başta Saygıdeğer Bakanım olmak üzere bu hayırlı ve güzel buluşma da ASKON’un Diyarbakır Şubesi açılışında bulunan hepinize öncelikle hoş geldiniz diyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Sayın Bakanım Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 2023-2053 ve 2071 hedefine kararlı ve inançlı bir şekilde yürüyen ülkede sizlerin emir ve direktifleri ile İçişleri Bakanlığımıza bağlı bütün birimlerimizin özel gayretiyle sağlanan huzur ve güven ortamında bugün ülkenin her bir köşesi gibi Diyarbakır da diyar-ı huzur haline geldi. Hamdolsun bugün Diyarbakır'ın her köşesinde huzur ve güven içerisinde yaşarken önceliğimiz artık ekonomik ve sosyal kalkınma Diyarbakır'ın geleceğini konuşmak, geleceğini kazanmak, insana aş ve iş üretmek adına ASKON’un ortaya koyacağı bugünden itibaren katkılarına içtenlikle teşekkür ediyor, ASKON şubemizin hayırlı olmasını diliyor, bu duygularla hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum”dedi.
Vali Güzeloğlu’nun konuşmasının ardından davetlilere hitaben yaptığı konuşmada Bakan Soylu şunları söyledi; “Saygıdeğer Bakanım, çok kıymetli bakan yardımcımız, Diyarbakır’ımızın çok saygıdeğer Valisi, burada bulunan geçmiş dönemlerde bu dönem içerisinde birlikte parlamentoda ülkemize hizmet ettiğimiz çok kıymetli arkadaşlarım, milletvekillerimiz ve hakikaten yaptıkları konuşmalarla birlikte emeği canımızı tazeleyen, hem umutlarımızı artıran ASKON’umuzun çok saygıdeğer Genel Başkanı, çok değerli Diyarbakır İl Başkanı ve sadece kendini düşünerek değil, ülkesini, milletini, milletinin zenginliğini düşünerek bir araya gelmiş bulunan eli ekmek tutan, ekmek tutturan, çok kıymetli işadamlarımız, esnaflarımız, kıymetli Diyarbakırlı hemşerilerimiz, hepinizi hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum. açılışını yapmakta olduğumuz ASKON Diyarbakır şubesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Sizlere ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın tebriklerini, selamlarını, muhabbetlerini ve hayırlı olsun temennilerini iletmek istiyorum. saygıdeğer hanımefendiler ve beyefendiler, Siyaset bir umuda ve bir ideale sarılarak yapılan bir iştir. Umut size güç verir. İdeal de aslen gideceğiniz yolu gösterir. Çocukluğumuzdan beri burada herkes gibi memleketimizi, ülkemizi, ülkemizin gidişatını takip ediyoruz. Allah'a çok şükür ki bu ülkede özellikle umududa, idealide hep milletimizden almaya, milletimizde bulmaya çalıştık. Daha bu sabah Batman İl Jandarma Komutanlığı'nda Jandarma personelimizle beraberdik. Mehdi Bey de vardı. 8 tane arkadaşlarını geçen hafta, 8 tane alsan evladımızı öteki âleme, esas âleme göndermişlerdi. ama orada bir yılgınlık görmedik. Bir yeiste görmedim. Evlatlarımız acılarını içlerine gömmüşler, hedeflerine odaklanmışlar, görev disiplininden şaşmadan çalışmaya, mücadeleye devam ediyorlar. Gazi ziyaretlerimizden, taziye evlerimizden, Şehit ailelerimizden hep umut aldık. Dünyada tarif edilebilecek en büyük acıyı, evlat acısını yaşamış insanlar gösterdikleri mertlikle, duruşla, metanetle bir evladım olsa da onu da veririm vatan sağ olsun deyişleriyle de bizlere hep umut verdi. Hasta yatağında kolu bacağı yokken yatan gazinin ben yine gitmeye hazırım deyişi hep bize umut verdi. Bunların altında ezildik mi şahsen söylemek istiyorum evet ezildik. Üzüldük mü hem de çok üzüldük ama bizim yaptığımız iş yılgınlık, bezginlik ve zafiyet göstermeye müsait asla değildir. Bizim bir sorumluluğumuz var. Milletin verdiği bir sorumluluk ve çizdiği bir ideal var. Oraya doğru her şart altında gitmek zorundayız. Peki, idealimiz nedir ve nereye gitmek istiyoruz. Aslında çok karmaşık değil. Şu ay yıldızlı bayrağın her şart altında dalgalanmasını temin etmektir idealimiz. Bu ülkenin çocuklarının birlik ve beraberlik içerisinde, kardeşlik içerisinde yaşamasını temin etmek. Ekmeği, aşı, adaletle paylaşmak. kendi toprağımızda, kendi vatanımızda özgürce hür bir şekilde yaşayabilmek. Batılı ülkelerde görüpte gıpta ettiğimiz refah seviyesini şu güzel ülkenin her tarafında gerçekleştirmektir idealimiz. esas itibariyle siyasi partiler dünyanın her tarafında aynı idealler için çalışırlar. sadece Türkiye görmüyoruz, dünyanın birçok yerine gidiyoruz. Dünyanın birçok yerine gitmesek de oradan izliyor ve takip ediyoruz. Ebetteki istisnalar var. Bu ideallerden sapıp başkalarının çizdiği hedefler için çalışan, milletimizi köklerinden koparıp sağa sola bağlamaya çalışan insanlara huzur değil, kavga vaat eden siyasi yapılarda var. Elbette ki neyi kastettiğimi anlıyorsunuz ve bütün bunlar bugünün dünyasının terör ve şiddet ortamından daha fazla besleniyorlar. Hepimiz, hepiniz biliyoruz. Hiçbirimiz 20 yüzyılda 21. yüzyılı böyle hayal etmedik. 20. yüzyılın son çeyreğinde karşı karşıya kaldığımız bu tabloları hiçbirimiz 21. yüzyılda böyle olsun istemedik. Avrupa’da sınırlar açılmıştı. Dünya küreselleşme adına bir noktaya gidiyordu. artık Dünya'da farklı şeyler konuşuluyordu. Etrafımızdaki coğrafya, dünya, buradan çantasını alıp Çin’e gidenler, dünyanın başka noktasına gidenler, üretimi neredeyse hep birlikte yapmaya çalışanlar bir taraftan konuşulanlar dünyadaki ülkelerin gelir seviyelerindeki eşitsizliğin bunların hep birlikte ortadan kaldırılmasının, açlığın, sefaletin, insanlığa yakışmadığının ve birlikte el ele kol kola geleceğe gitmek zorunda olduğumuzun bir dünya fotoğrafından bugün neredeyse dünyanın her noktasında terörün konuşulduğu şehirlerin terörden korktuğu Londra'dan, Hamburg’tan, Berlin'den Paris'ten terör haberleri aldığımız bir dünya tablosuna doğru ilerliyoruz. Bunun hep beraber niçin gerçekleştiğini ve niçin oluştuğunu düşünmek zorundayız. Dünyaya bugün huzur vaaz edenler, ne binlerce kilometre ötede nasıl yaşayabileceğini bilmeden binlerce kilometrelik yolları çoluğuyla çocuğuyla ölümü göze alarak giden göçmenlerden haberdarlar, ne susuz diyarlardan haberdarlar, ne de sadece silah satıp insanları birbirine öldürmeye konusundaki iddialarından vazgeçmiş durumdalar. Geçen hafta 8 evladımızı şehit verdiğimiz gün Amerikan Büyükelçiliği bir taziye yayınlıyor. Vicdanı, etiği, ahlaki olmayan bir değerlendirmeyi ortaya koyuyor. şuradan kilometre öteye için binlerce tır gönderiyorsun. Silah, mühimmat ve onlar etraftaki bütün coğrafya ateş saldı gibi bizim şu güzel ülkemize de ateş salıyor ve ondan sonra timsah gözyaşları gibi bir hal ortaya koyuyor. dünyanın çekilmiş mafya filmlerinde olur. Öldürürler sonra mezarının başına gider cenazesinin başına gider orada gözyaşı dökerler. Amerika gibi bir devlete mafyavari bir tavır hiç yakışmamaktadır. Çok açık ve net söylüyorum. Lafı bu dünyada söyleyeceğiz öteki dünyadan bu dünya söyleyecek lafın bir ehemmiyeti yoktur. Kimse de yanlış anlamasın. Bizim dünyamız bu dünya değildir. Bizim dünyamız öteki dünyadır ahrette, inancımızda, değerlerimize bakışımız da her daim bu olmuştur ve özellikle Ortadoğu’da yaşanan hadiselere en az benim kadar vakıfsınız. Binlerce kilometre öten şu bulunduğumuz yerin bir kaç yüz kilometre güneyine biraz önce söylediğim gibi binlerce tır silah gönderiyorlar. Sırf buradaki huzuru bozmak, kendilerine ait karmaşık planları gerçeğe dönüştürmek için. Oysa buralar dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış kendine ait bir anlayışı, kültürü ve huzur ortamı olan yerlerdir. Eğer birileri çomak sokmazsa. Diyarbakır’a ne zaman gelirsem mutlu oluyorum. Ne zaman gelirsem sanki bir görevimi yapmanın huzuru içerisindeyim. Ne zaman gelirsen buradan giderken Allah'ım beni bir daha buraya nasip et diye kendi içimden dua ediyorum. Bunu görevim icabıyla da söylüyor değilim. Bu toprakları bizden uzaklaştırmaya çalışanlara karşı yapabileceğimin kendi adına buraya gelmek ve buradaki kardeşlerimizle beraber mushaflaşmak olduğunu, el sıkışmak olduğuna inandığım ve bildiğim için bunu gerçekleştiriyorum. Elbette ki buradaki kardeşlerimizle birlikte bunu gerçekleştireceğiz, biz bu kadarını yapabiliyoruz. Yetiştiğim şehirde dedelerimin en yakın dostları Diyarbakırlılardı. Diyarbakırlı hemşirelerimden alışveriş yaparlardı evimize, Konuşurduk, sağlam insanlardı, düzgün insanlardı, emanet edilebilecek insanlardı. Ama öyle bir noktaya hepimizi getirdiler ki birbirimizden şüphe eder duruma geldik. Biz müslümanız, biz bize emanetiz. Emir, birbirimizi sevmemiz içindir, birbirimize itibar etmişiz ve birbirimize güvenmemizdir. Bizim hiçbir değerimizi taşımayanlar başka değerler peşinde koşanlar aile ve kültür de büyük, küçük, anne, baba, komşu nedir bilmezler. Bütün bunlardan uzak olanlar dağlardan buraları idare etmeye, yönetmeye, buraların bütün çizgisini tarumar etmeye çalışmışlardır. Onlar zavallıdır, eğer bildiğimiz Diyarbakır'da eğer bildiğimiz mavi ise eğer bildiğimiz Şanlıurfa ise bizi boş verin yaşayanlara da boş verin Allah şahittir ki bu topraklar bunları müsaade etmeyecektir. Buranın kültürü buranın varlığı buranın zenginliği onlara müsaade etmeyecektir. Şunu zannetmiyorum biz yapıyoruz da böyle oluyor, kesinlikle böyle değildir. Biz bir şey yapıyor değiliz, yapan Allah'tır. İnancımızda budur ve şunu çok net söyleyeyim iyi bir noktadayız. 2014 yılında Diyarbakır'da tüm yıl boyunca 621 terör olayı oldu. Yıl 2018 yılbaşından bugüne kadar 4 tane terör olayı oldu. ASKON’a müteşekkiriz minnettarız. Bir iddiayı burada dile getiriyoruz. Kolay değil Ankara'da masa başında buralara hikaye çıkarmak, geleceği dizayn etmek kolaydır. İstanbul'da oturdukları lüks yerlerden vah vah memleketim diye bir şekilde sözler sarf etmek kolaydır. Ama bizim yük taşımak paylaşmak, hissetmek, dokunmak ve özümüzü anlayabilmek zor bir şey e adandık. Adanmış adanmış olabilmek elbette ki zor bir şeyler bugün ASKON’un yaptırdığı memleketimizde belki de en çok sıkıştırılma ya çalıştığımız bir dönemde bir bayrak çekmektedir. Hem de önemli bir bayrak çekmektedir, hepinizin huzurunda tebrik ediyorum kutluyorum takdir ediyorum ve alkışlıyorum sadece ekonomi adına yapılan bir iş değildir, Askon İstanbul'da da siyaset yaptığım günlerde hep takip etmiş şimdi belki buradakiler bilmezler ama sıkıştırma zamanlarda hep şöyle olmuştur nerede siyaset yaptığımıza bakmadan ne düşündüğü bize bakmadan kendimizi ifade ettiğimiz kürsüler hep sağlanmıştır. Ülkemizin en son zamanlarında en sıkıntılı zamanlarında en dar zamanlarında Allah'a şükür Türkiye bugün o iklimde değildir. Türkiye altyapısı tamamlamıştır ve ASKON, Onların sanayi siteleri kendine güvenen iş adamları üniversitelerden mezun olmuş ve dünyanın her tarafında rekabet yapabilmiş kabiliyetine sahip özgüven içerisinde iş insanlarımız, gençlerimiz ve ticaret yapmayı kendine ait bir şuur haline getirmiş, bizim insanlarımız da Türkiye'nin altyapısı çok gelişmiştir. Eski Türkiye değildir bir fiske ile birlikte düşürülecek bir ülke değildir artık. Türkiye maliyetleri kat kat üstüne yakın belimizi bükecek bir tabloyla, bugün karşı karşıya bırakabilecekleri bir Türkiye'de İyidir. İrademizi kararlılığımızı ortaya koyarak bir Türkiye tablosu çizdik. Dişimizi sıktığımız zaman üzerinden geçemeyeceğimiz atlatamayacağımız hiçbir mesele yoktur Allah'ın izniyle ve şunu açık yüreklilikle hep birlikte burada söylemek istiyorum İçişleri Bakanlığı yaparken sadece terörle mücadele yapmadım yapmıyorum da kulağımın bir tarafı Diyarbakır'da yapılan yatırımlardır, eğer yatırım yapıyorsak memleketin huzur içinde getirmişiz demektir, kulağımızın bir tarafı Muğla'dan, Antalya'dan, Mardin’e, Van'a gelen turist eğer bu gerçekleşirse attığımız adım attığımız adamın bir çıktısı olarak milletimize yansıyor demektir, kulağımızın bir tarafı Üniversite tercihi yapan öğrencilerimizin, memleketimizin hangi bölgelerinde okuyabilmeyi kendi tercihleri doğrultusunda gerçekleştirebileceklerdir. Bu ülkenin bir evladı ve kardeşiniz olarak sevindiğim bir şeyi söyleyeyim. Yaklaşık bir buçuk ay önce öğretmenlerimiz için bir kura yapılıyordu. Televizyonda izliyorum, seyrediyorum. Televizyon çok seyretme fırsatım olmuyor bakanlıkta. Gözüme takıldı bir kızımızın şu lafını hiç unutmuyorum “Allah'a şükür Batman Kozluk çıktı” bundan belli bir dönem önce olsaydı “eyvah ne yapacağız” diye düşünüyorlardı. Bugün bunu sizlerle sizin iradenizle, milletimiz ve bugün benim ülkemin başında olan birçok rüzgarda birçok insanlar sallanmasına rağmen dik durmasıyla tanınan Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte bu millet gerçekleştirmiştir. Allah sizden razı olsun kolay bir şey değil bizi cehaleti sürüklemeye çalışanlara karşı yapmamız gereken en önemli hadisedir. Bu sene eğitim ve öğretim yılını Çukurca'da açtık muhteşem bir okulda açtık sorduğum zaman imkanların Ankara'da bile olmadığını öğrendiğim bir okul açtık. Öğretmenleri tamam eksik yok. Her şey zeka sınıflarından, anaokulundaki muhteşemliğe kadar her türlü donanıma kadar birçok hizmetleri oraya getirdik, öğretmenlerin en ufak bir tereddüt endişeleri yok, ay yıldızlı bayrak orada ve yarınlara umutla bakıyorlar. Söylerim güvenlik kuvvetlerindeki arkadaşlarım alınmazlar özellikle doğu ve Güneydoğu için söylüyorum buranın öğretmenleri kahramanlardır. Çünkü analarını, babalarını bırakıyorlar burada terör örgütlerinin oluşturduğu bir cehaleti yenebilmek için ve çocuklarımızın umutlarına birlikte ulaştırabilmek için büyük bir gayret ortaya koyuyorlar mühendisi olsunlar öğretmen olsunlar doktor olsunlar hakim olsunlar ve annelerine babalarına memleketlerine hayırlı evlat olsunlar diye bunu hep beraber gerçekleştiriyoruz, hep beraber sağlıyoruz. Türkiye'nin sizler benden çok daha iyi biliyorsunuz 1 yıl öncesinden bugüne kadar ekonomik olarak değişen hiçbir faktör söz konusu değildir. İlerleme vardır, gerileme söz konusu değildir. Karşı karşıya kaldığımız durum tamamen Spekülatif olaylardan kaynaklanan bir sonuçtur. Büyümemiz bundan 1 yıl öncesine kadar da eksi durumda değildir. Bizi sindirmeye çalışıyorlar, siz benden daha iyi biliyorsunuz, bugün başlamadı, bugün bu coğrafyada başlamadı 300 yıldır bizi mahkûm etmeye ve Batı ile aramızdaki makası bir şekilde sürekli olarak açık tutmaya çalışanların ortaya koyduğu bir süreçtir. Ortadoğu'daki iddiaları ortadakiler değil, Irak değildir Fas değildir, Yemen değildir, Balkanlardaki coğrafyanın en büyük özelliği olan buradaki coğrafyaya kan veren can veren umut veren medeniyet veren etrafındaki dağları Türkiye'dir ve Türkiye'yi diz çökertebilmek iddiasındalar. İddiaları budur ama bu iddialara ulaşması mümkün değildi, çünkü şu ana kadarki hem Diyarbakır'da şube başkanımıza hem valimizin, hem sevgili il başkanımızın, her bir misafir olan şube başkanlarımızın da aynı noktadadırlar aynı anlayış içerisindedirler. Biz güçlüyüz, birlik ve beraberlik içerisinde yürüyoruz. Kim ne demiş, bu bunu demiş, hiçbir şey umurumuzda değil bu coğrafyasında bir gün binlerce kilometre ötede duranlar durmuyorlar. Bu coğrafyada biz yaşıyoruz bırak Balkanlılardan Suriye'deki kardeşlerimizle, Fas’tan Yemen'dekilere, Kafkasyalardaki kardeşlerimizle yüzyıllardır biz omuz omuzayız ve bu coğrafyada bize rağmen oyun kurmaya çalışan kimseye müsaade etmeyeceğiz. Ne olursa olsun hangi şekilde olursa olsun gittikçe güçleniyoruz, 2 bin dolarlık, 3 bin dolarlık bir Türkiye'de değiliz. Bugün kendi insansız hava aracını yapan, 81 vilayette üniversiteleri olan, şehir hastaneleri yaparak Avrupa'nın bile getiremediği sağlık sistemini kendi vatandaşı ile beraber buluşturan, herkes kaçarken 3,5 milyon insana ev sahipliği yapan bir Türkiye tablosundan bahsediyorum. Sorumluluklarını bilen bir milletten bahsediyoruz. Üretmeye mecburuz ve üretmek zorundayız ama üretmek için de esas olan huzurdur. Şunu söylemek isterim, özellikle önümüzde önemli bir sınav daha var. Tekrar martta seçimler var. Bana çok kızdılar, Sayın Cumhurbaşkanımıza çok kızdılar, bakan arkadaşlarımıza çok kızdılar, valilerimize çok kızdılar, bu belediyeleri niye görevden aldınız diye. Size bir şey söylemek istiyorum. Bunu ortaya koymak lazım. Görevden alındılar da Türkiye kaybetti mi? Belki yarın bizi sandığa giderken tercih etmeyecekler bile biliyorlar ki, hem Diyarbakır kazandı hem Türkiye kazandı hem bölge kazandı hem de coğrafya kazandı. Biz kulağı dışarıya kapalı insanlar değiliz. Çünkü eksikten yoksun sadece Cenabı Allah'tır. Biz eksik insanlarız. Muhakkak eksiklerimiz vardır. Aksaklarımız vardır. Öğrenmek zorundayız. Diğer insanların ne düşündüğünü, vatandaşlarımızın ne düşündüğünü elbette ki bilmek zorundayız. Bakınız size şunu söylemek isterim. Özellikle bir yandan teröre karşı sürekli operasyon halindeyiz. Öte yandan da şehir ve kırsal yaşamı için kendi normallerine döndürebilmek için gerekli altyapıyı hep birlikte kurmaya çalışıyoruz. Görevlendirme yaptığımız belediyelerde kırsal mahallelere döktüğümüz asfaltla beraber 9350 kilometre asfalt döktük. Az bir rakam değil. Bunu size şöyle kıyaslayım Cumhuriyet tarihi boyunca 2002'ye kadar, Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ülkenin yönetimine geçene kadar Türkiye'de toplam otoyol ve bölünmüş yol miktarı 6100 kilometreydi. Şu son bir buçuk yıl içerisinde gerçekleşen miktarı burada söylemek istiyorum. Biz bu rakamları vermeye başlayınca bazı mahfiller burun kıvırıyorlar, rahatsız oluyorlar, karalamaya çalışıyorlar, zaten yapacaktınız falan diyorlar. Hiç öyle değil. Kimse kimseye bir metre bedava asfalt dökmüyor. Kasanız da paranız yoksa hele de niyetiniz yoksa kimseden bir kuruş asfalt borç dahi alamazsınız. Ne bir tane park yapabilirsiniz, ne de bir hizmet ortaya koyabilirsiniz. Biz hem iyi niyetliyiz, hem güçlüyüz. 11300 kilometre stabilize yol yaptık. Sadece 4,5 milyar liralık bu kayyum belediyelere yatırım yapıldı. Yine 13 tane içme suyu arıtma tesisi. Beytüşşebap'taydım 24 saat su akıyor. Şırnak'ta 24 saat su akıyor. Nereye gitsem şu anda en ufak bir eksiklik bile söz konusu değil. Dün Cizre’nin fotoğrafları geldi, paylaştım sosyal medyada. Allah'ımıza şükürler olsun. Mahçup olabilirdik, milletimizin yüzüne bakamayabilirdik. Allah hizmet gösterenlerden, canını ortaya koyupta ne olursa olsun bize verilen bu emaneti taşıyacağız diyenlerden, binlerce kez razı olsun ve 13 tane içme suyu arıtma tesisi, 250'ye yakın içme suyu deposu ve nerede ise kilometrelerce içme suyu hattı yapıldı. Sadece 1920 adet çocuk parkı yapıldı. Çocuklarımız nefes alsın diye, çocuklarımızı dağa götürmesinler diye. Öyle iğrenç ifadeler okuyorum ki, 14 yaşında 15 yaşında, o adi heriflerin 14 yaşındaki 15 yaşındaki çocuklara neler yaptığını, hangi muameleleri gerçekleştirdiğini, Allah şahit ki içim içimi yiyor. Bizim değerlerimizi başkalaştırmaya çalışan bir anlayıştan bahsediyorum. 70’e yakın Gençlik Merkezi, 400'ün üzerinde spor tesisi, 567 taziye evi, 62 pazaryeri, 38 otopark, 151 Kadın Kültür Merkezi böyle uzayıp giden bir liste. Kaynak Belediyenin kendi kaynakları. Hiç kıvırmasınlar, paraları PKK'ya göndermeselerdi, kandile biat etmeselerdi, niyetlerini halis tutsalardı onlar da yaparlardı. Bugün Diyarbakır'a, Mardine Kültür Turları düzenleniyor. Sosyal medyada gezi gurmeleri oralarda yaptığı gezileri paylaşıyor. Otellerde neredeyse boş yer yok bir huzur ve bir umut var. Şırnak'ın Batman'ın Diyarbakır'ın Tunceli'nin Bitlis'in Hakkari'nin Mardin’in çarşılarında insanlarımız rahat rahat geziyorlar. Esnafın dükkanında oturup hep birlikte çay içiyoruz. İnsanlar rahat rahat okullarına gidebiliyorlar. Okullarda bizim çocuklarımız projeler yapıyorlar. Robot tasarım yarışmalarına katılıyorlar. Turizmin her çeşiti canlanıyor. İnanç turizmi, kültür turizmi, doğa turizmi, sadece ülke içinden değil dünyanın dört köşesinden insanı buralara çekiyor. Turizm'in Oscar'ı olarak bilinen Altın Elma ödülü bu yıl Diyarbakır'a verildi. Tunceli'de Fırat Kalkınma Ajansı ile Tunceli Valiliği’nin hazırladığı milyon liralık turizm çalışmaları sürüyor. Munzur çayında kanolar, gondollar yüzüyor. Güneydoğu illerimiz alternatif sporlara ev sahipliği yapıyor. Mardin zaten başlı başına bir turizm markası. Cazibesi, ziyaretçisi her geçen gün artıyor ve bir şey daha yapıyoruz. Kayapınar’da yapımı devam eden iki merkezin ismini söylemek istiyorum, önemine binaen, birisi Prof. Dr. Aziz Sancar çocuk ve oyuncak kütüphanesi, birisi Prof. Dr. Fuat Sezgin genç kütüphanesi. Yaptığımız nedir biliyor musunuz? Bırakınız yaptığımız hizmetleri Büyükşehir Belediye Başkanımız burada döktüğü asfaltları, ilçe Belediye Başkanlarımız burada yaptıkları hizmetleri, kaymakamlarımız burada milletimizin kendi değerleriyle kendi kodları ile buluşturmaya çalışıyoruz. Bu toprakların havasıyla, suyuyla yetişmiş dünya çapındaki değerlerimizi gençlerimize tanıtmak, akıllarında Murat Karayılan olmasın, akıllarında Cemil Bayık olmasın, akıllarında dünyayı fetheden ve kendisine bütün dünyayı alkışlatan bilim adamlarımız olsun diye bir gayretin heyecanın içerisindeyiz bu kadar açık ve net. Bunlar alelade işler, alelade farklılıklar değildir. Burada anlamlı bir fark ortaya koyulmuştur ve Diyarbakırlılara söylüyorum, Diyarbakır, Diyarbakırlılar tarafından keşfedilmiş bir hazinedir ama daha dünya’ya bakirdir. Bunu Diyarbakır'a her geldiğinde hisseden bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Diyarbakır aşık olunacak bir şehirdir. Her ilçedeki, her ilçesindeki, tarihin bize bıraktığı, medeniyetimizin bıraktığı büyük mirasları ile beraber ve şunu ifade edeyim işadamı olanlar var burada doğu ve güneydoğu'nun işi bellidir. Elbette ki ticaret önemli ama üç miğferi vardır Biri tarım ve hayvancılık ikincisi maden ki en önemlileridir, özellikle sınır şehirlerimiz için ticaret kapıları ve sınır kapıları, diğer şehirlerimiz içinde turizm, doğa turizmi ve inanç turizmi değerleri üzerine gelecektir. Bunun üzerine yürüyüp bunun üzerine imar ve inşa edilirse buralarda çok rahat adımlar atılabilir ve özellikle sizleri tebrik ediyoruz tek dişi kalmış canavarla beraber büyük bir mücadele ediyorsunuz ve onların devri artık bitmiştir. Artık bizim devrimiz başlamaktadır. Sadece biz değil, bir taraftan dünyada Asya ve içerisinde bulunduğumuz medeniyet ve etrafımızdaki coğrafya ile beraber yükselmeye devam ediyoruz ve inanıyorum ki bizim çocuklarımız bizim torunlarımız çok daha güzel çok daha müreffeh bir ülkede yaşayacaklardır. Bunda hepinizin katkısı var, hepinizin katkısı olacak. Onun için sizlere teşekkür ediyor, ASKON Diyarbakır şubesinin tekrar hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, hepinize sevgilerimi, saygılarımı, hürmetlerimi sunuyorum” dedi.
Konuşmaların ardından Bakan Soylu, Vali Güzeloğlu, önceki dönem Bakan Mehdi Eker ve beraberindekiler ASKON Diyarbakır şubesinin açılış kurdelesini kesti, dua etti.
Bizi Takip Edin