Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım, Valiliğimiz tarafından verilen akşam yemeğinde kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları yöneticileri ve iş adamları ile bir araya geldi.

Akşam yemeğine Başbakanımız Sayın Yıldırım’ın yanı sıra, Başbakan Yardımcıları Sayın Nurettin Canikli ve Sayın Veysi Kaynak, Aile Sosyal ve Politikalar Bakanı Sayın Fatma Betül Sayan Kaya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu, Gençlik ve Spor Bakanı Sayın Akif Çağatay Kılıç, Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Bülent Tüfekçi, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Faruk Çelik, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu, Kalkınma Bakanı Sayın Lütfi Elvan, Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Orman ve Su işleri Bakanı Veysel Eroğlu, Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Valimiz Sayın Hüseyin Aksoy, çok sayıda Milletvekili, Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcileri, iş dünyasının önde gelenleri, bölgemizin kanaat önderleri ve mülki erkan katıldı.

Valimiz Sayın Aksoy’un akşam yemeğinde yaptığı konuşmada; “Sevgili Diyarbakırlılar, iş dünyasının temsilcileri ve çok değerli yatırımcılar. STK ve kanaat önderleri ile birlikte Sayın Başbakanımızın onurlandırdığı akşam yemeğine hepiniz hoş geldiniz, onur verdiniz.

“Diyarbakır İli 33 Ayrı Medeniye Ev Sahipliği Yapmıştır”

Sayın başbakanım, Diyarbakır ili 33 ayrı medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu medeniyetlerin izlerini bu güne kadar taşımış, Türkiye’nin önemli şehirlerinden birisidir. Farklı inanç, kültür yapılarına sahip insanların bir arada hoşgörü içerisinde yaşadığı bir kenttir.

Son dönemlerde başta terör olmak üzere kentin yapısının bozulmasına yönelik hareketlere Diyarbakır halkı destek vermemiş, prim vermemiştir. Provakatif çağrılara kulak asmayarak terör örgütü ile arasına mesafe koymuştur.

15 Temmuz gecesi Türkiye’de yaşanan Darbe teşebbüsüne Diyarbakır halkı karşı durmuş ve sokaklara çıkmıştır. Demokrasiye ve milli iradeye olan bağlılığını göstermiştir.

Sayın Başbakanım, kısa dönem içerisinde Diyarbakır’a 3. gelişiniz. Diyarbakır’a ve bölgeye verdiğiniz önemin bir göstergesidir. Bugün bölgeye yönelik eylem planınızı açıkladınız. Bölgenin gelişmesi ve kalkınması adına yapılacak çalışmaları, Diyarbakır halkıyla ve Türkiye ile paylaştınız. Ben bu bölgeye yönelik çalışmalarınızdan ve bugün Diyarbakır’da bulunduğunuzdan dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Açıklanan bu yatırım paketinin bölgemize, ülkemize hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum” dedi.

Türkiye'nin bütün bölgelerindeki gelişmişlik seviyelerini aynı yere getireceklerinin, Türk-Kürt, Alevi-Sunni ayrımı yapmayacaklarının altını çizerek konuşmasına başlayan Başbakanımız Sayın Yıldırım, şöyle devam etti. “Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin öğretmenin bulunduğunun tahmin edildiğini ancak bunların ne kadarının doğrudan terör örgütüyle ilişkili olduğu, ne kadarının olmadığı yapılacak incelemelerle, soruşturmalarla ortaya çıkacak. Bayramdan sonra okullar açılıyor. Milli Eğitim Bakanımız ile konuştuk, tedbir olarak üzerinde şüphe bulunan, gerekli tespitleri yapılan bütün öğretmenler açığa alınacak. Yeni ders döneminde bunlara görev verilmeyecek. Bunun yerine yeni baştan öğretmenlerimizi buraya göndereceğiz.

“Terör Örgütü ‘Çukur’ Siyasetinde Büyük Bir Darbe Yedi”

 "Çukur" siyasetinden sonra terör örgütünün büyük bir darbe yediğini, bu darbeyle terör örgütünün artık gençleri dağa götüremediğini, geçen seneye göre terör örgütünün kandırıp dağa götürdüğü gençlerin sayısının 4 binden 400'e düştü. Gençleri kurtarmak için daha heyecan verici bir gelecek hazırlanması gerektiğini, yapılacak yatırımlarla bunun mümkün olacaktır. Terörle mücadele konusunda asla geri adım yok. Eski Türkiye'ye bir daha dönmeyeceğiz. Tam aksine sizlerle birlikte geleceği daha güçlü bir Türkiye'yi birlikte inşa edeceğiz. Yeni döneme, kalkınma hamlemize en çok katkıyı verecek şehirlerin başında Diyarbakır geliyor.

“Tek Tek Ayıklanacak”

Terörün sadece dağda olmadığını devletin içinde de olduğunu vurgulayan Yıldırım, terörle haşır neşir olmuş bütün kamu görevlilerinin üzerine gideceklerini, tek tek ayıklanacaktır. Aksi halde bu mücadeleyi sadece silahla kırda, şehirde yapamayız. Bunların lojistik desteklerini, akıl hocalarını devre dışı bırakmazsak burada da istediğimiz başarıyı elde edemeyiz. Bunun da farkındayız. Onun için tek boyutlu değil, güvenlik, kalkınma, sosyal rehabilitasyon, kamu kurumlarındaki temizlik yönüyle topyekun mücadeleyi bundan sonra kararlılıkla yürüteceğiz. Geçen gün de 'çözüm mözüm yok' demiştim. Bu sözün muhatabı eli kanlı bölücü terör örgütüdür, kana doymayan PKK'dır. Onların hakkı, dünyanın herhangi bir yerinde bir hukuk devletinde, bir demokraside eline silah alanın hakkı neyse burada da o olacaktır. Eli silahlı eşkıya güruhuna asla devlet muhatap olmayacaktır. Müstahakları neyse gördüler, görmeye devam edecekler.

“Tek Vatan, Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Devlet”

Terörle etkin mücadelenin sonuçlarının yavaş yavaş ortaya çıktığına işaret eden Yıldırım, "Bizim için bu ülkeyi bölmek, bayrağı indirmek, vatan toprağını parçalamak isteyen Kürt de olsa Türk de olsa aynıdır. Hiç fark yok. Hepsi bölücüdür, hepsi teröristtir. Onun için Kürt, Türk diye ayırmaya lüzum yok. İşin özü bellidir. Bunun karşısında kim olursa olsun, hangi mezhepten, meşrepten olursa olsun bizim için teröristtir, bölücüdür. Vatandaşa hizmet edenler veya etmeyenler, ülkesi için çalışanlar veya başkaları için taşeronluk yapanlar, silahı meşru görenlerin düşmanlarıyız.

Başbakan Yıldırım, "Bizim için eski Türkiye özlemi çekenler var, bir de yeni Türkiye hayali kuranlar var. Sizler her zaman barıştan, huzurdan, istikrardan, geleceğin Türkiye'sinden yana oldunuz. Bu tercihiniz için, ülkemize, bayrağımıza sahip çıktığınız için bugünkü davetimize de icabet ettiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyorum." dedi.

Kanaat önderlerinin taleplerini dinleyen Sayın Yıldırım karşılıklı görüş alış verişinin ardından otelden ayrıldı.