Sayın Valimiz Murat Zorluoğlu'nun 30 Ağustos Zafer Bayramı Konuşması
Kıymetli Kolordu Komutanımız, İlimizin Adli, Askeri ve Mülki Erkânı, Siyasi Partilerimizin, Meslek Odaları ve STK’larımızın Değerli Temsilcileri, Hanımefendiler, Beyefendiler, Sevgili Gençler,
Büyük Zaferin 102’nci yıl dönümünde sizleri en kalbi duygularımla, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz, safalar getirdiniz.
Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Milletimizin 1919’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde başlattığı kurtuluş mücadelesi tüm yokluk ve imkânsızlıklara rağmen 30 Ağustos 1922’de başkomutanlık meydan muharebesiyle kesin bir zafere taşınmıştır.
Milletimiz 1000 yıl önce Malazgirt’te hangi inanç ve kararlılıkla Anadolu’nun kapılarını ardına kadar açmışsa, Kurtuluş Savaşı'nda da aynı duygularla işgal güçlerinin karşısına dikilmiştir.
30 Ağustos Zaferi, asla boyunduruk kabul etmeyen milletimizin canından daha aziz bildiği vatan topraklarında bağımsız yaşama iradesinin tüm dünyaya ilanıdır.
Milletimiz, her türlü yokluk ve imkânsızlığa rağmen kazandığı bu zaferle 1071 Malazgirt’te bize yurt kılınan bu toprakların ezeli ve ebedi vatanımız olduğunu bir kez daha tescil etmiştir.
Değerli hazırun, kıymetli hemşerilerim,
Büyük Zafer’e ilham veren ruh, inanç ve irade, 102 yıl önce olduğu gibi bugün de milletimize istikamet çizmektedir.
Türkiye, 102 yıl önce olduğu gibi, bugün de ekonomik ve siyasi bağımsızlığına yönelik tehditleri ve saldırıları bertaraf etme konusunda kararlılığını muhafaza etmektedir. PKK, FETÖ, DEAŞ, PYD gibi eli kanlı terör örgütlerine karşı hukuk, adalet ve demokrasiden taviz vermeden amansız bir şekilde mücadelesini sürdürmektedir.
Türkiye, bu mücadelesiyle hem kendi vatandaşlarının can güvenliğini sağlamakta, hem de küresel güvenliğe ciddi katkıda bulunmaktadır. Ülkemiz, şüphesiz önümüzdeki dönemde de bekasına yönelen tehditleri kaynağında etkisiz hale getirmeye devam edecektir.
Değerli Hemşerilerim,
Kadim şehir, medeniyetler şehri, peygamberler ve sahabeler şehri Diyarbakır, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının, Türkiye yüzyılının parlayan yıldızı olmaya adaydır. Genç ve dinamik nüfusu, verimli tarım arazileri, güçlü sanayi altyapısı, ulaşım olanakları ve geçmişinden bugüne taşıdığı eşsiz kültürel mirasıyla Diyarbakır, hiç şüphem yok, kısa bir süre içerisinde Türkiye’nin en müreffeh şehirlerinden biri haline gelecektir. Ancak bunun gerçekleşebilmesinin en temel şartı, sağlanan huzur ve güven ortamına Diyarbakırlı hemşerilerimin sonuna kadar sahip çıkmasıdır.
Bu şehrin artık sansasyonel olaylarla, kavgalarla, kısır çekişmelerle kaybedecek vakti kalmamıştır. Diyarbakır artık üretimde, istihdamda, ihracatta, eğitimde, sporda ve sanattaki başarılarıyla gündemde olmalıdır. Bu şehir bunu başarabilecek imkâna da potansiyele de sahiptir.
Bu duygularla, Zafer Bayramınızı bir kere daha kutluyor, başta Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, aziz şehitlerimiz ve gazilerimizi de rahmet ve minnetle yad ediyorum. Sizleri tekraren sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Sağlıcakla kalın…
