Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde başlatılan “Sıfır Atık Projesi” Diyarbakır tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.

DSİ 10. Bölge Müdürlüğü Toplantı Salonunda gerçekleşen toplantıya Sayın Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Cumali Atilla, Dicle üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talip Gül, Vali Yardımcıları, Kaymakamlar, Kurum müdürleri, oda, borsa ve birlik başkanları, esnaf birlik başkanları, üretim temsilcileri ve ilgili kurumların uzman personeli katıldı.

Toplantı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Vali Yardımcısı Tuğba Koşal’ın yapmış olduğu proje ile ilgili yaptığı sunumunun ardından katılımcılara hitaben bir konuşma yapan Vali Güzeloğlu şunları söyledi; “Büyükşehir Belediye Başkanımız, değerli Rektörüm, değerli çalışma arkadaşlarım, kamu kurum ve kuruluşlarımızın yöneticileri, ilimizin ticari ve ekonomik kesiminin oda, borsa ve birlik başkanları, esnaf birlik başkanlarımız, ekonomik hayatın ve ilimizdeki üretimi gerçekleştiren önemli ve bizler için çok değerli üretim temsilcileri, çok değerli çevre ve diğer kurum müdürlerimiz ve sevgili basın mensuplarımız bugün gerçekte bir gelişmişlik, bir kalkınma ve yaşam kalitesini adına olmazsa olmaz bir konuda “sıfır atık projesi” kapsamında Diyarbakır uygulaması ve Diyarbakır uygulamasına esas çalışmaları planlaması bağlamında, sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

“Temelde tüketim olarak ifade ettiğimiz bu kamunun tüketirken şüphesiz yaşadığımız çevreyi de tahrip etmeye ve şüphesiz geri dönülmez hasarlar ve zararlar verme riskini de açık olduğunu bilmekte fayda var”.

Vali Yardımcımızın ifade ettiği gibi, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın eşleri hanımefendi Emine Erdoğan'ın himayesinde başlatılan çalışma, gerçekte her kenti, her yaşam merkezini ve yerleşim yerini ve merkezinde insanı doğrudan ilgilendiren, şüphesiz sürdürülebilir bir kalkınma, sağlıklı bir çevrede yaşama ve kaynakları tasarruf ederek aslında miras değil, ödünç aldığımız ve yaşadığımız dünyayı bizden sonraki nesillere temiz bir şekilde aktarmayı içermekte. Şüphesiz kalkınmanın, gelişmenin, bu anlamda enerji başta temel doğal kaynakların tüketilerek çok hızlı bir yaşam formuna dönüşmenin getirileri var. Temelde tüketim olarak ifade ettiğimiz bu kamunun tüketirken şüphesiz yaşadığımız çevreyi de tahrip etmeye ve şüphesiz geri dönülmez hasarlar ve zararlar verme riskini de açık olduğunu bilmekte fayda var. Bugün 100 yıl öncesine göre İnsanoğlu enerjiyi 3 kat, hammaddeyi 2 kat fazla kullanan bir yaşam formunda. Sanayinin, sanayiye bağlı üretimin ve üretime bağlı tüketimin kalıplarının değişmesiyle, yaşam alışkanlıklarının değişmesiyle atık miktarında ve çevreye attığımız şüphesiz zararlı maddelerin hem hacimsel, hem de niteliksel olarak ağırlığında ve riskinde çok büyük bir artış var.

“Sıfır atık projesi de bütün bu atıkların ayrıştırılmasından sonra atıkların yeniden kazandırılmasını amaçlayan bir yaklaşımdır.”

Biraz önce ifade edildiği gibi, Diyarbakır’ımızda 1 kilogramı aşkın bir atık günlük birey başına miktarımız var. Tabii ki tüm atıklar niteliksel olarak da farklılıklar gösteriyor. Bu atıkların bir bütün olarak hepsinin bir anda ve bir yerde ne sağlıklı muhafaza edilmesi, ne ayrıştırılması, ne de ekonomik olarak şüphesiz dönüştürülmesi mümkün değil. Atık yaşamın gereği olan tüketim kalıplarından çıkan ürünlerin, bir bütün olarak baktığınızda organik atıklardan başlayarak plastiğe kadar, her birisinin bütününü kapsayan bir kavramdır. Sıfır atık projesi de bütün bu atıkların ayrıştırılmasından sonra atıkların yeniden kazandırılmasını amaçlayan bir yaklaşımdır. Böylelikle aslında sıfır atık diyerek, atığın kitlesel olarak hem hacmini, hem de zararlı etkilerini en aza indireceğiz ve şüphesiz bundan kazanan biz ve gelecek nesillerimiz olacak. Bakınız bir ton atık kâğıdı kazandığımızda ve dönüşüme konu yaptığımızda, yaklaşık 20 ağaç kesilmekten kurtuluyor, bu kadar basit. Önemsemeyip buruşturup attığımız kullanımın sonunda tüketip attığımız bir tona yakın kâğıdı tasarruf ettiğimizde oksijen üreten, yaşam formu açısından olmazsa olmaz olan, insanoğlu ve tüm canlıların yaşamını gerçeği ve gereği olan yeşil ve sağlıklı bir çevrenin temeli olan ağaç, yaklaşık 20 ağaç kurtuluyor. 1 ton atık camı kazandığınız zaman 100 litre petrol tasarrufu yapıyorsunuz. Yani yüz litre petrol demek; bunun çıkartılmasını, bütün o prosesler sonrasında tüketilmesini, çevreye yaydığı ve saldığı zararlı gazların, sera gazlarının etkisinin de yok olmasını sağlıyorsunuz. Kirli olmayan bir dünyada, temiz bir havada yaşamanın ve tüketimde yüz litre petrolü tüketmeden, en azından atmosfer nezdinde o kirliliğe neden olmadan tekrar yaşamın kapısını aralıyorsunuz. Organik atıkları hepinizin, hepimizin birey olarak evinde tasarruf edip ayrıştırdığı zaman buradan elde edilen kompost gübrelerle mevcut sentetik ve kimyasal bütün gübrelerden daha güçlü ve etkili gübre üretiyorsunuz. Piller gibi biraz önce ifade edildiği gibi korkunç derece zararlı ve Şüphesiz çeviri açısından bertaraf edilmesi doğal açıdan mümkün olmayan bir riski, hem çevre tehdidinden arındırarak tasarruf edeceksiniz, o riski bertaraf edeceksiniz, hem de dönüştürerek yeniden bir pil üretiminin, enerji tüketimini çok aza indireceksiniz. Bunlar aslında olan yaşam kalıplarımız ve davranış forumumuzla çok ilgili ve buna bağlı yapılacak bir süreçtir.

“Bugünden itibaren 2018 yılında bir bütün olarak sıfır atık projesinde, Türkiye'nin en başarılı ve dönüşümü en çabuk gerçekleşen ili olmak iddiasındayız.”

Biz bugün Diyarbakır’ımızda değişen, gelişen ve güzelleşen Diyarbakır'da artık yaşam kalitesi noktasında da bu gibi toplumsal ve sosyal sorumluluk projelerinde de iddiamızı ortaya koymak, hedeflerimizi paylaşmak ve bugünden itibaren 2018 yılında bir bütün olarak sıfır atık projesinde, Türkiye'nin en başarılı ve dönüşümü en çabuk gerçekleşen ili olmak iddiasındayız. Sunumda ifade edildiği gibi bu sürecin başlangıcı, şüphesiz kamu kurumlarında olacak. Kamu kavramının ve başlığının altındaki sadece hizmet verilen, büro hizmetleri sunan yerlerde değil, değerli rektörümüzün temsil ettiği üniversitemiz dâhil, hastanelerimiz dâhil, kamuya açık özellikle toplu taşıma ulaşıma açık merkezlerimiz dâhil farkındalığı arttıracak alanlar ve ortamlarda bunu başlatacağız. Ama bana sorarsanız ki Diyarbakır'da başarının merkezi olarak da orayı hedefliyoruz en doğru başlangıcımız okullarımız olacak. Okullardaki çocuklarımızla başlayan bir zihinsel dönüşümün, her bir öğrencinin,  gencimizin zihninde bunun gereğinin ve bunun gerçekleşmesinin bilincinin yerleştirilmesini sağlayacağız. Çünkü biz biliyoruz ki okulda bunu edinen, ilk çağdan, okul öncesinden başlayarak bu bilinçle yetişen çocuklar, gelecekte sivil ve sosyal hayatın hangi aşamasında, hangi konumunda olursa olsunlar, bu meseleyi asla terk edecek ve unutacak değiller. Okullarda başlayacağız, okul merkezli, çocuk ve genç merkezli bir bilinç eşiği oluşturmayı özellikle hedefleyeceğiz.

“Belediyelerimiz özellikle büyük alışveriş merkezlerinden başlayarak, bu farkındalığı ve sosyal sorumluluğu ortaya koyacak bir kararla paylaşacaklar.”

Büyükşehir başkanımız burada, ilçe belediye başkanlarımız burada, belediyelerimiz özellikle büyük alışveriş merkezlerinden başlayarak, bu farkındalığı ve sosyal sorumluluğu ortaya koyacak bir kararla paylaşacaklar. Büyük alışveriş merkezlerimiz şüphesiz günde çok ciddi sayıda insanın ziyaret ettiği merkezlerimizden bunu isteyeceğiz. Kısaca hayata dokunan, hayatla buluşan esnafımız dan başlayarak, herkese biz bu sorunu hatırlatacağız ve gereğini ortaya koyacağız ve ondan sonra aylık Diyarbakır'da kurumsal performans değerlendirme sonuçlarını paylaşacağız. En başarılı kamu kurumunu, en başarılı ticari işletmeyi, en başarılı okulumuzu ve onun sonucunda da kazandıklarımızı koyacağız. Bakınız vebportalına baktığınız zaman saygı değer hanımefendinin öncülüğündeki başlayan kampanyada Cumhurbaşkanlığımızın Külliyesi’nde bir aylık raporlar hazırlanıyor ve sunuluyor ortaya konulan raporlar net olarak bir aylık kazancın ne kadar bir sonuca dönüşü ortaya koyuyor, ha keza Çevre Bakanlığımız da aynı şeyi paylaşılıyor. Ne kadar büyük bir mutluluk, ne kadar büyük bir keyif. Atılan, heba olan, yok olan ve bizim için yaşam formumuz ve yaşam standartlarımız için risk olanı bertaraf etmek, onu dönüştürmek ve bundan ekonomik bir kazanç elde etmek, yaşanılabilir bir çevrede gelecek nesillere temiz, sağlıklı, bir dünya bırakmak. Enerji tüketimini azaltmak, sera gazı etkisini, bugün hepinizin hepimizin paylaştığı, yaşadığı, karşılaştığı küresel ısınma iklim ve buna bağlı dengesizlikleri bile en aza indirecek bir yaklaşımdır. Bugün konuştuğumuz mesele bilin ki dünya dengelerinde ve sahip olduğumuz tüm değerlerde insanoğlunun hesapsız, sorumsuz ve umarsız tüketimi, bütün bu sonuçların nedenini oluşturmaktadır. Öylesi bir yaklaşımla sürdürülebilir bir dünya ve sürdürülebilir yaşam ne yazık ki çok zor olmaktadır.

“Diyarbakır olarak, gerçekten giderek gelişen ve güzelleşen altyapısında kentsel yaşam formunda artık bunu da hayatın ve Diyarbakır sosyal yaşamının bir gerçeği haline dönüştürmek istemekteyiz.”

O yüzden biz bu salonda bulunan hepimiz, Diyarbakır kamu yöneticilerimiz, belediye başkanımız, sivil sosyal kesimin değerli temsilcileri, işadamlarımız, girişimcilerimiz esnafımız ve insanımız, merkezinde insan olmak kaydıyla bu sorunu hissetmekteyiz. Diyarbakır olarak, gerçekten giderek gelişen ve güzelleşen altyapısında kentsel yaşam formunda artık bunu da hayatın ve Diyarbakır sosyal yaşamının bir gerçeği haline dönüştürmek istemekteyiz. Sekretaryamız Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından yapılacak, her kurumun aylık sonuçları takip edilecek, bu mesele gönüllülük esasında cansiperane bir çabanın inanın kendisi olacak. Aylık değerlendirmelerin sonucunu kamuoyuyla paylaşacağız. Bu duyarlılığı ne kadar çok artırırsak, inanın geleceğe o kadar temiz bir dünya, temiz bir Diyarbakır bırakacağız. Ben böylesi anlamlı bir projeyi himayesine alarak, Türkiye geneline mal eden ve birçok ülke açısından örnek bir başarı sergileyen değerli hanımefendi Emine Erdoğan'a ve şüphesiz Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Mehmet ÖzHaseki’ye içtenlikle teşekkür ediyor, Diyarbakır olarak bu çalışmadaki projede üstümüze düşen sorumlulukta enötesini yapma gayreti içinde olacağımızı belirtiyor, şimdiden ilgileriniz, desteğiniz ve şüphesiz katılımınız için hepinize teşekkür ediyorum” dedi.

Vali Güzeloğlu’nun konuşmasının ardından Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ufuk Nurullah Bilgin Diyarbakır’da Atık Uygulamaları ve ‘Sıfır Atık Projesi’ ile ilgili bir sunum yaptı.