Dicle Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi Salonunda 2.Uluslararası Ekonomi Yönetimi ve Siyaset Sempozyumu düzenlendi.

Sempozyuma Ak Parti Genel Başkan Vekili Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, Sayın Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu, Önceki Dönem Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlarımız Sayın Dr. Mehmet Mehdi Eker ve Sayın Kutbettin Arzu, Milletvekili Sayın Ebubekir Bal, Dicle Üniversitesi Rektörü Talip Gül, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Cumali Atilla, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, Vali Yardımcısı Hasan Gökpınar, Ak Parti Diyarbakır İl Başkanı Süleyman Serdar Budak, İlimiz üst düzey kurum müdürleri, Türkiye ve Uluslararası Üniversitelerin akademik unvanına sahip öğretim üyeleri, öğrenciler ve çok sayıda davetli katıldı.

Program Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Doç. Dr. Yılmaz Demirhan'ın yaptığı konuşmayla başladı. Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Akdeniz, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talip Gül'ü konuşmalarının ardından bir konuşma yapan Sayın Valimiz Hasan Basri Güzeloğlu şunları söyledi; “Saygıdeğer AK Parti Genel Başkan Vekilim, Sayın Bakanlarım, Sayın Milletvekillerim, Büyükşehir Belediye Başkanımız, Cumhuriyet Başsavcımız, aziz Diyarbakır'a hizmet etmekten büyük bir onur duyduğum, birlikte çalıştığım ve hizmet verdiğim değerli çalışma arkadaşlarım, değerli rektörümüz, bu sempozyum perspektifinde bu güzel üniversitemize teşrif eden gerek ülkemizden gerekse dünyanın değişik ülkelerinden bilim insanları, üniversitemizin çok değerli kadrosu ve en önemli değerimiz ve zenginliğimiz sevgili öğrencilerimiz. Dicle Üniversitemizde düzenlenen ‘2. Uluslararası Siyaset, Ekonomi ve Yönetim Sempozyumu’ Diyarbakır 2023 perspektifi buluşmasında sizlerle birlikte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyor, başta Sayın Başkanımız olmak üzere hepinize hoşgeldiniz diyorum. Şüphesiz Diyarbakır'a çok yakışan, bilimin, bilgeliğin, hikmetin ve edebin kenti ile bütünleşen bir etkinlik. Diyarbakır'ı gerçek yüzüyle görmek, Diyarbakır'ın derinliklerini, dinamiklerini, zenginliklerini doğru kavramak ve bu kentin ruhu ile bütünleşerek geleceğe doğru, bir gelecek perspektifi kazanmak anlamında bu buluşmayı çok önemli ve değerli buluyorum. Düşüncelerin bugüne gelmesinde ve bugün böyle bir geniş ve anlamlı bir katılımla 4 gün sürecek ciddi bir bilimsel zenginlikle buluşmasında emeği geçen herkese, başta değerli rektörüm olmak üzere teşekkür ediyorum. Diyarbakır değerli konuşmacıların ifade ettiği gibi, sadece bizim değil, kadim insanlık geçmişinin çok önemli bir merkezi, bilinen en eski ve tespit edilen insanlık tarihinin en köklü yerleşim yerlerinden biri. Medeniyet tasavvurunun yeşerdiği, insanın tekamül sürecinin neşvünema bulduğu bir şehir. Bilginin hikmete, aklın edep ile bütünleşmesine bu anlamda ev sahipliği yapan, her dönem insanlığı aydınlatan, bilgelerin, ariflerin şehri. Bütün medeniyetlerin sadece insanla değil, bugün yaşadığımız coğrafyanın her köşesinde, taşında, toprağında izi olan bir şehir ve 639’da da İslamla şereflenen, o günden bugüne, imanın, ezanın, inancın bir aziz şehri. Şüphesiz Diyarbakır’ı bu yönüyle bilmek, Diyarbakır gerçeğini hissedebilmek ve bu doğrultuda geleceğe doğru bir tasavvur üretebilmek bizim mecburiyetimiz ve mesuliyetimiz. Bugün Türkiye, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sadece ülkemiz değil, ümmet ve tüm dünya için bir gelecek vizyonu çizerken ve bunu 2023, 2053 ve 2071 gibi tarihimizin çok önemli dönüm noktalarının yıldönümlerine dönük bir hedefler manzumesini ortaya koyarken, bizlerde yerelde aynı sorumluluğu hissederek Diyarbakır'ı aynı doğrultuda hazırlamanın gayreti içerisindeyiz. Diyarbakır 2023 perspektifi öylesine konulmuş bir başlık ve bir ifade değildir. Tam aksine ve bilhassa, Türkiye'nin bu büyük ve kutlu yolculuğunda, bu büyük kentin başta birlik ve beraberlik olmak üzere ekonomik ve sosyal gelişme ve kalkınmanın tüm dinamiklerinde neler yapacağına dönük bir çalışmanın ve bir heyecanın adıdır ve inanıyorum ki bugün değerli Başkanımızın hitaplarıyla ve konferansları ile başlayacak süreçte, hepimiz ve herkes için çok önemli katkılar, fikirler ortaya konulacaktır. İnancımız ve geleneğimiz, “barikayı hakikat müsademeyi efkardan doğar” der. Üniversitelerde tam bu anlamda fikirlerin buluştuğu, konuşulduğu, paylaşıldığı alanlar ve şüphesiz ortamlardır. Üniversite kentin gelişimine, şehrin gelişmesine katkı koyan, ön açan fikirlerin, projelerin şüphesiz üretildiği bir ortamdır. Bize düşende bu mesuliyet içerisinde ortaya konulan hedefleri paylaşmak ve bu doğrultuda çaba ortaya koymaktır. Ben öncelikle çok yoğun gündeminde davetimizi kırmayarak teşrif eden gerek bilim insanı kimliği ile gerek siyaset ve devlet adamı kimliği ile ülkemizin çok önemli bir değeri olan AK Parti Genel Başkan Vekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş Bey başta olmak üzere, bütün değerli bilim insanlarına ve katılımcılarına çok teşekkür ediyor, sempozyumda emeği geçen bütün üniversite camiamıza şükranlarımı sunuyor, siz katılımcılar dahil emeği geçen herkese sevgi ve saygılarımı sunuyorum” dedi.

Vali Güzeloğlu’nun konuşmasının ardından davetlilere hitaben yaptığı konuşmada önceki dönem Kültür ve Turizm Eski Bakanı ve Ak Parti Genel Başkan Vekili Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş “Bir Akademisyen olarak Diyarbakır’da düzenlenen 2.Uluslararası Ekonomi Yönetimi ve Siyaset konulu sempozyumda üniversiteliler ile bir arada bulunmaktan mutluluk duyduğunu belirtti ve bu tür sempozyumlara çağırıldığı her zaman fırsat buldukça katılmaktan mutluluk duyuyorum. Sempozyum hayırlı uğurlu olsun ve yeni fikirlere vesile olmasını diliyorum” dedi.

Açılış konuşmalarının ardından sempozyuma geçildi. Konferans konuşmasında ekonomi savaşlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Sayın Prof. Dr. Numan Kurtulmuş şunları söyledi; "Bu dönemde ortaya çıkan bir başka kavram 'ticaret savaşları' ve giderek büyüyen 'ekonomi savaşları'dır. Hakikatin tespiti bakımından söylüyorum, tabiri caizse 3. Dünya Savaşı çoktan başlamıştır. Bir tarafında Çin'in olduğu, diğer tarafında Amerika'nın olduğu, Rusya'nın, Hindistan'ın, Japonya'nın ve Avrupa Birliği'nin de daha alt düzeyde bir takım güç merkezleri olarak öne çıktığı ticaret savaşlarının ya da ekonomik savaşların yer aldığı, başladığı bir döneme giriyoruz. Bunu nereden anlıyoruz? Türkiye'deki hükümet modelinin değiştirilmesiyle birlikte yani  24 Haziran sonrası başlatılmış olan kur saldırıları üzerinden Türkiye'ye yapılan bu ekonomik operasyonların arkasındaki temel nedenlerden birisi, Türkiye üzerinden gelişmekte olan ülkelere safını belli etmeleri için yapılan bir tehdittir. Bu dönem ekonomik kutuplaşmaya ve daha sonra siyasi kutuplaşmanın başlayacağı ve güç savaşları üzerinden dünyada gerilim, çatışmaların artacağı dönem gibi görünüyor" dedi.